10 Ocak 2011 Pazartesi

- Önce Yorucu, Yorgunluğu Üzücü-

İnsanoğlu; yani 'ben kişisi', her zaman nesne veya olgu ya da duyguyu, varlığının anlamında 'haklı' olarak, dünyayı kendi çerçevesinden görür, algılar, yaşar, tadar ve aslında bunu istediğini zanneder ki içinde bulunduğunu istemesi söz konusu değildir. Varoluşu sebebiyle hep dahil olamadığını arzulaması bundandır.. Öyle ki olduğunun, istediği olmaması hali genellikle ağır bir kriz vakasıdır, ardından aydınlanmayı getiren.


Sübjektif bakış açısı ya da öznellik işte tam anlamıyla insanı bu sebeple tasvir eder. Bu durum olağandışı olmamakla beraber kişiyi, kendisi dışındaki tüm yaşamından ayırt etmesini ve ayrı düşmesine sebep olan yegâne unsurdur.

Bu duruma karşı gelişmiş düşünce empatiktir. Kişinin eşsiz olmakla beraber, yer yüzünde ve yaşamda tek olmadığının öğreti yeteneğine sahiplik eder. Empati, her halükarda kendini haklı görmeyi engellemez ancak hakkın bir kısmının, tıpkı haksızlık yüzdesi gibi, karşıdaki kişinin de payı olduğunu farketmeyi sağlar.

Böylelikle aslında kesişen iki doğrunun '0' noktası halini alır. '0' noktası insanın bilinç merkezidir ve ilişkiler belirli kesişim noktalarının çokluğunun verdiği mutlulukla beslenir. Eğer yaşanan herhangi ilişkide, kesişim noktaları kıt ise ilişki ömürlü olmaz, kendi sonsuzluğunda yok olur.
Ancak tekil kişi, öncelikle kendisine duyduğu bağlılıktan ve/ancak karşısındakinin kendini hissettirdiği kişiye duyduğu anti/sempatiden mütevellit de ileri fikirli davranamaz ve hikayesini yönetemez. Yük her ne kadar hasmın üstünde kalırsa, kendini affetme ve 'ben' olma sürecinin o denli hafif sancılı geçeceğini istemsiz hesaplar.
Böylelikle, 'haklı' olarak aldığı nefesi 'haklı' olarak vermenin zorunluluğunu da başarıyla sırtlanıp, üstesinden gelmiş olur. Ve yarı zamanlı üstlendiği yükün hafifliği altında ezileceği gün için enerji depolamaya başlar. Tüm bu süreçte önce yorulur. Bu yorgunluğu seçtiği ve cesaretle direnmediği için üzülse de, bir müddet evreni suçlar 'üzülmüş olma'sından kaynaklı. Ardından evrenin şahsı olduğunu idrak edip, payına düşen gerçek suçluluğu kabullenir ve son noktada kendini affetmek için yaşamı affetmek zorunda kalır. Aydınlanma yaşar.

Bu sebeple hayat : 'Önce yorucu, yorgunluğu üzücü'dür.

T.

'With this hand I will lift all your sorrows. Your cup will never be empty, I will be your wine. With this candle, I will light your way into darkness. With this ring, I ask you to be mine.'