20 Ağustos 2012 Pazartesi

-Başka Bir Bayramda-

  Bereket, sevgi ve kardeşlik akıyor toprağından cihana oysa.. Insanları güler yüzlü, sarmal, dinleyici. Bilimi doğurmaya, sanatı geliştirmeye hevesli. Düşünür, tartışır, anlaşır, uygarlıkların yaşam hikayesi. Tam da üzerinde durduğumuz coğrafyada. Bir nevi kronolojik ütopya. Herkes birbiri için eşit şartlar geliştirmeye çabalasa da, en basitinden varsa bir yöneten, geri kalan herkesten daha nüfuslu olduğundan mıdır, kurulamamış istenen düzen.. Gel zaman git zaman çoğaldıkça, hanelerden elbet çıkmış bir içi kara. İlk yalanın icadından sonra, tüm hayallerini gerçekleştirecek kapının açıldığını sanan içi kara, farkedilene kadar rengi, aşılar fikrini, yandaş arar emellerini gerçeğe ulaştırabilmek için. Öte yanda toprağına, ruhuna, kanına vakıf olan, biraz düşünen her insanın beslediği sevgi gibi neşeyle akarken dudaklarından zıt fikirlinin, ölümler yaşanır arkasında, isyanlar savaşlar gerçekleşir, ayrımcılık büyür, insaniyet küçülür, doğa da bir yandan vurur, yarın için türlü türlü zeka oyunları geliştirilirken, gıdım gıdım, önce reddedilir inceden olmaya çalıştıran ademoğlunun en vasat torunu 'modern insanlık' sonra yetiştirilir makineleştirilir. Kendine yabancılaşmak bir yana, olası geleceğinin yokluğundan korkar insan ve bundan mütevellit elinin altındaki her şeyin sürdürülebilir olmasını arzular.


Demek ki bunların hiçbiri yeni değil. Ne zaman için düşünürse düşünsün, bu süreçler kaderi olmuş bazı nesillerin. Bir yanda da nefesin kıymetini anlamak için çalışan ve anlayan, anlatanlar, her türlü algının ve aydınlığın kapısını aralamak için çabalayanlar. Toprağa ulaşmadan hangi bitkinin tohumuna dönüşmek istediğini bulmaya çalışanlar da var.. Hayat geliştikçe, vidalı robotlar gibi dünyaya getirilip sonra kaybolan ya da bulanların harmanında labirentin sonuna ulaşmak asıl amaç. Sevginin azaldığı her an, varlığının kıymeti de azalıyor insanın.


Barış, Sevgi, Zeki, Özgür, Mutlu, Coşkun, Neşe, Armağan, Varol, Melodi, Beste, Çağdaş, Güven, Onur, Toprak, Hayat, Deniz, Güneş olsun tohumlarımızın adı, öyle ki, kaderlerini muhafaza edebilsinler, güzelliklerini sergileyebilsinler, renkleri serebilsinler yeryüzüne.

Şimdi, bugün, yarın neden güzel olmasın ki? Bayramda küslerin barışması köklü bir gelenek değil miydi bir çok inanışta. Bugün neden hala savaşlar var?

Sabahlarımız barış ve sevgi dolu olsun..

T.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder