22 Nisan 2012 Pazar

Hüüp Oh!

Bundan tam 6 sene önceydi, ellerin ellerime değdiğinde. Yüzünde kocaman bir gülümseme, genelde başın eğik önünde, sessiz ve heyecanlıydın o gece. El sıkıştığımızda sen güçlüydün, ben çekingen. Ne kadar da hızlıydı her şey, hiç unutmuyorum hala bunca seneye rağmen. Ankara sokaklarına kazımak istemiştim adını, gücüm olsaydı keşke haykırmaya ama sadece minnet duyuyordum hayata sonunda göz göze gelebildiğimiz için. Sırtını yasla isterdim hep bana, hep etrafında olayım. Sekreterin olayım, masözün olayım, şoförün olayım, annen, sevgilin, eşin, arkadaşın. Hayranın olayım.. Aradan geçmiş bunca sene, bambaşka şehirlerde, hala sen varsın içimde.. Hala ilk günkü gibi hissediyorum seni düşününce. Şimdi denizleri serebilirim önüne mesela. Çok fazla şansım var bu sefer, sen yine sessiz, başın önünde. Dayatılmış yarı seçilmiş hayatlarımızı kontrol etmekle öylesine meşgulleşmişiz ki büyüdükçe, bazen bakıyorum çevreme, yabancılaşmışım kendime bile.

Ellerimden nefes alıyorum, ama bu sefer senin avuç içlerine. Nefesimi katıyorum nefesine sonra sana yolluyorum onu, içine çekiyorsun, içinde büyüyorum yavaş yavaş yayılıyorum hissediyorum. Farkında olduğun zaman yine kesişecek yollarımız biliyorum. Acaba bu sefer kaç sene gerekecek seni bana getirmek için. Beklemek değil mi yaşamanın bilmem kaçıncı anlamı. Bekliyorum işte.


Daha nice mutlu günlere..

T.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder