21 Mart 2012 Çarşamba

Sevgi - Yüzleşme


Bazen kendimi acımasızca sıkıştırıyorum kenara.. Sürekli olarak insanları dinlemek, onlara zaman ayırmak ve hatta düzenli olarak insanlara yetişmeye çalışmanın sonunda arada bir olduğu gibi gene kapanma isteği içerisinde buldum bedenimi. Ancak bu sefer gerçekten de tek kelam konuşasım yok. Kendi kendime kısa cümleler kurup sonra gerçekliklerini hesaplamaya çalışıyorum verdiğim duygusal tepkilerle. Son birkaç gündür biricik annemin bana çocukken kurduğu bir cümle kulaklarımda çınlıyor. ' Sen çok sevgi dolusun Müge' derdi hep. Bugünlerde bunun iyi mi kötü mü olduğunu anlamaya çalışıyorum. Annemin acaba tam olarak kastettiği neydi?

- Çok sevgi dolusun bu yüzden mantıklı değilsin?
- Sevgini yönetmeyi bilmiyorsun;?
- Sevgi için çekmeyeceğin acı yok?
- O kadar sevgi dolusun ki bana bile fazla geliyor?
- Bunca sevgiye nasıl dayanabiliyorsun, çok zor olmalı?

ya da başka çıkarımlar.

Sevgi dolu olduğumu biliyorum hatta bu durumun sert duruşumla büyük bir tezat oluşturması da çok ironik geliyor ancak bu sevginin seviyesi neden artık beni biraz yormaya başladı onu anlamaya çalışıyorum. İnsan kendi sevgisinin altında ezilir mi yahu? İnsanlara beslediğim sevgiyi artık daha fazla yaşatmak istememem bundan mı peki? Ailemi tenzih edersek, en çok sevdiğim insanların bile yüzlerini görmek istememem, seslerini duymak istememem neden? Sanırım şu sıralar o çok kıymetli sevgiyi sadece kendi içimde tartmam ve hatta sadece kendime akıtmam gerekiyor. Ve kendimden vazgeçemeyeceğime göre belki bazı sevgilerden vazgeçmem mi lazım acaba? Bir sürü sorular içindeyim. Sağlıksız kararlar vermemek için iletişimsizliğe sığındım. Arka planda çok sevgili bilincim zamanı gelince en doğru şekilde durumları değerlendirip, uygun bir çıkış yolu bulacaktır bu duygusal kaostan. Sevgili Egom 'Güneş' bu sefer biraz kırıcı söylemlerde bulunduğu için de 'unreachable' statüsünde sadece asılı kalıyorum havada.

Öte yandan da bu da bir mekanizma, zaman zaman kapanıyorum ki sonunda güzel güzel çiçekler açıyorum. Ama işte en kötüsü beklemek sanırım. Ne olacağını ne zaman ne şekilde olacağını bilmeden sadece beklemek.   Anlatmak rahatlatır ya normalde, bu sefer rahatlatmıyor.

Ben korkularımla yüzleşmeye gidiyorum, meydan size emanet..

T.

1 yorum:

  1. sevgilerin icinde kaybolmak yoran. kendini kaybedercesine kendini umursamazcasına. Benlik bir zaman geliyor ki dur diyor sana. Dön bi bana bak. Beni de besle bak beni unuttun diyor. Simdi onun zamanı. Gecen zaman icindeki yuklerden kurtulma, kendini sevme, herseyi an'a bırakma zamanı..

    YanıtlaSil