27 Kasım 2010 Cumartesi

- Yasak -

Yapılması engellenmeye çalışılan veya cemaat, kültür ve ahlâk çerçevelerinde kesinlikle gerçekleşmemesi gereken, genelgeçerleştirilmiş, sonunda cezaî yaptırımı olan kavramdır.

İnsanda uyandırdığı merakın yanı sıra kişiye verdiği haz ve heyecanın paha biçilmezliği tüm tabuları yıkmaya iter genel olarak. Yasak olanları, yasakları aşma eylemi, kısıtlı bir kitle tarafından kırıldığının bilindiği hal olduğundan, müdahil olan çoğu kişide aynı hissiyatı ve hazzı uyandırır.
Böylece : yasak olmadan haz olmaz, hazzın bir parçası, uyulmayan yasaklardan beslenir.
Dünya üzerinde, zamanın da gelişmesiyle, pek çok yasak insanî uyarlamalara maruz kalıp emekliye ayrılmış veya renklendirilmiştir geçmişten bu güne.

Yasak olanın da duvarlarını kıranlar için önemi vardır, bu kimseler dışında bu olgunun, derisini yırtarcasına karşı çıkışların değerinin bilindiği azdır. Bu sebeple aslında bahsi geçen kurallar, dört elle kırılması gereken ancak kırılması halinde de kişinin tüm benliği ile sahip çıkmasını gerektiren duygu yoğunluğu fazla olan dalgalanmaların dünyevî karşılığıdır. Zira her yasağa karşı çıkışta da  görüldüğü gibi kişinin bu sorumluluğu alması halinde kendi dahil pek çok kavram ve kişiye karşı duracak gücü olması gerekir.

Yanlış olanı görmedikçe, sadece varsayımdan yola çıkarak, 'olmaması gereken'i akıl süzgecinden geçirip değerlendiremez insan ve doğruyu bulamaz. Doğru sosyetenin kitabıdır. Her türlü yanlışı eyleme döküp meşrulaştırma şeklidir.

Yasak, kişinin sevdiceğinin boğazındaki Adem elmasıdır bundan dolayı da yutulamaz, sökülemez, gizlenemez, tadılamazdır. Anlık hazlara gebe bırakır insanı ve er ya da geç sosyetenin kurallarına uymak zorunda bulur kişi kendini.  Bahsi geçen anlık kayboluşlar ile beslenenler yasakların derinliklerine bakarlar gözlerini ayırmadan. Ve korkmazlar kaybolmaktan zira kayıp olmadan bütün olunamaz.

Sonuç olarak, yasak, hissedilen ve deneyimlemeye çalışılan bir hayal halini alır.

T.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder